Elma kurdu, meyvelere girerek merkeze ve protein bakımından zengin çekirdeklere doğru tünel açar. Zarar verdikten bir süre sonra meyveyi terkeder.

Siyasette de elma kurdu gibi kurtlar yer alır. Bunlar yeni ve sağlıklı partilere girerler. Partinin içinde alacaklarını alırlar, yeteri kadar beslendikten ve o partiye de zarar verdikten sonra başka maceralara yelken açmak üzere partiyi terkederler.

Türk Siyasetinde bunun pek çok örneği görülmüştür. 2001 yılının çalkantılı ekonomik ve siyasi ortamında mevcut partiler kan kaybederken kurulan ve millete umut olan AK Parti tek başına iktidar olma başarısını göstermiş nispeten başarılı icraatlara da iöza atmıştır. AK Parti’nin güçlü dönemlerinde elma kurdunun sağlıklı elmalara girmesi gibi siyasetin elma kurtları da AK Parti’nin içine girmişler, bir siyasi partiden elde edebilecekleri kadar menfaat elde ettikten sonra AK Parti’den ayrılma yolunu tutmuşlardır. Abdüllatif Şener, Erkan Mumcu, Ertuğrul Günay ve Turhan Çömez, aklıma gelen ilk bazı isimler.

Genel Siyasette olduğu gibi yerel siyasette de bunun örnekleri mevcuttur. Örneğin Bolu’da AK Parti içerisinde önemli görevler alan, o dönemlerde AK Parti’ye toz kondurmayan elma kurtları, daha fazla alabilecekleri bir şey kalmadığını görünce ayrılıp başka siyasi oluşumlara kapağı atmışlardır. Bunlar ilerleyen süreçte oraları da kemirdikten sonra terkedeceklerdir. Çünkü bu onların fıtratında vardır.

AK Parti’den son ayrılan Ahmet Eşref Fakıbaba’da tespitlerimizi güçlendiren en son örnektir. Bir şekilde AK Parti içerisinde siyaset yapmış ve önemli görevlerde bulunmuş bu şahıs da, AK Parti’den ve Milletvekilliği’nden istifa ettiğini açıkladığında, bu hareketini ilk bakışta ilkeli ve onurlu bir duruş olarak algıladık. Ancak bu göstermelik duruş fazla uzun sürmedi ve İYİ Parti’ye geçeceğini açıkladı. Yani Fakıbaba da sağllıklı yeni bir elma arayışına girmiş ve daha AK Parti’den ayrılmadan, AK Parti milletvekili iken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile bir kaç defa görüşme yapmış. Nasıl bir pazarlık ve anlaşma oldu ise, şartlar tamam olunca AK Parti’den ve Milletvekilliğinden istifa ettiğini açıkladı. İstifasını onurlu bir davranış gibi göstermek ve meşrulaştırmak için birlikte yürüdüğü yol arkadaşları aleyhine açıklama yapmayı da ihmal etmemiş.

Olaya duygusal boyut kazandırmak için güya Akşener, “Fakıbaba sen lazımsın.” demiş ve “Beni Akşener keşfetti.” diye övünüyor. Akşener’e lafımız yok. Neticede bir siyasi lider olarak kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmiş. Ancak Fakıbaba’nın “Beni Akşener keşfetti.” sözü kadar saçma bir söz olamaz. Keşif, siyasetin dışında olan birini bir liderin ilk defa siyasete kazandırmasıdır. Sen yıllarca AK Parti’de siyaset yap, önemli görevler al, ardından “Beni Akşener keşfetti.” diye saçmala. Eğer seni biri keşfetti ise bu Erdoğan’dan başkası değildir. Akşener olsa olsa bu keşifin patentini almıştır.

Fakıbaba olayı Türk Siyasetinin genel döngüsünü bir kere daha gözler önüne serdi. Aynı sofrada yemek yediler, karnı doyan düşman oldu.

Mutlu Bilge

20.10.2022 / İSTANBUL

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner1