Otogarlara bilet almaya gidenler bilir; otobüs yazıhanelerinin önünden geçerken, “Yarım saat sonra kalkıyor, nereye abicim, ablacım” diye bağıran hatta biraz daha sırnaşık olanların kolunuza girdiği ve size bilet satmaya çalıştığı, değnekçi olarak adlandırılan tipler olur. Şimdilerde yasak olan ya da eskisi gibi yaygın olmayan bu durumdan çoğumuz illallah etmişizdir.

Sadece otogarlarda olduğunu sandığımız değnekçilik, meğer siyasette de varmış. İstanbul Esenler Dörtyol Meydanında gezerken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin Ekrem İmamoğlu’na destek ve erken seçim için imza topladığı standın önünden geçiyordum. Stantta oturarak imza toplayan görevlilerin dışında yoldan geçenlere ekleş olan, onları imza vermeleri icin ikna etmeye çalışan görevliler de var. Bunlardan biri, kadın bir görevli de aramızda bir kaç metre mesafeden bana laf ebeliği yaparak, “Ekrem İmamoğlu’na destek vermek için mi geliyorsun?” diye sordu. Ben de kendisine gayet sakin bir şekilde “Yooo! Hiç öyle bir niyetim yok” diye cevap verdim. Kadın görevli bu defa bana, “Aaa niye? Öyle demeyin destek verin, adaleti getirelim, erken seçim olsun” dedi. Ben de kendisine, “Ekrem İmamoğlu önce aklansın sonra gelsin” diye cevap verince görevli Kadın, “Bakın ben öğretmenim, siz imza verin İmamoğlu çıkacak, adalet sağlanacak” diye karşılık verdi. Ben de kendisine, “Ne olmuş yani öğretmenseniz, öğretmen olunca her şeyi çok iyi mi bilmiş oluyorsunuz? Ben de gazeteciyim, siz imza toplayarak yargı kararını etkilemeyi ya da yargıyı hiçe sayıp İmamoğlu’nu çıkarmayı mı düşünüyorsunuz” diye sorunca Kadın büyük bir pişkinlikle “Evet” cevabını verdi ve devam etmek istedi ben de kendisine, “Siz bu saçmalığa inanıyorsunuz yani” deyip, “İmamoğlu gerçekten aklanıp gelsin ben de sizinle beraber en büyük desteği vereceğim.”  cevabını verince  görevli kadın tartışmaya devam edemedi ve yanımdan ayrıldı.

Gelinen nokta gösteriyor ki, CHP artık politika üretmekten aciz, siyasi değnekçilikten medet umar hale gelmiş. Daha da acıklı olan şey ise, cezaevindeki birini yürürlükteki yasalara rağmen imza toplayarak dışarı çıkarabileceğini zanneden bir kitlenin olması. CHP tarihi acısından baktığınız zaman bu durumu yadırgamamak gerekir.  

2002’den beri sandıktan milletin çoğunluğunun oylarıyla birinci çıkan ve hükümet olan bir partiyi ve onun yönetimini “Cunta” olarak adlandıran bir partiden de bu beklenir. CHP’nin Merhum Deniz Baykal’dan sonra Kemal Kılıçdaroglu ile marjinal bir çizgiye kaydığını daha önceki yazılarımda söylemiştim. Kılıçdaroğlu’ndan sonra Özgür Özel Genel Başkan olduğunda umutlanmıştık. Ancak Özgür Özel bu umudumuzu fazla sürdürtmedi, kendisiyle beraber CHP, Marjinalden de öte kaybolmaya okyanusta fırtınaya yakalanmış bir gemi gibi her an batma tehlikesi ile karşı karşıya.

Gerek kendileri ve gerekse medyadaki tetikçileri aracılığı ile sürekli ürettikleri ve tekrarladıkları yalanlarla ülkede karışıklık çıkarıp meşru bir hükümeti yıkma sevdasına kapılmışlar.  Özgür Özel, anlamını bile bilmediği “Cunta” kelimesini kullanırken, 27 Mayıs Cuntacılarına verdikleri desteği Türk milleti unuttu mu? Elbette unutmadı, her seçimde verdiği oylarla CHP’ye hatırlatıyor. Sadece 27 Mayıs mı? Bu ülkedeki her askeri müdahalede CHP izlerini bulabilirsiniz.

Her beş yılda bir sandığa giden, milletin yüzde ellisinden fazlasının oyunu almış, kendisi aleyhine rahatlıkla konuşulabildiği, kendisine muhalif medya organlarının istediği programları yapabildiği bir Cunta dünyanın neresinde görülmüş? Eğer bir cuntadan bahsedilecekse CHP’nin başında bulunan, Deniz Baykal’a karşı kaset darbesiyle Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ve Özgür Özel ile devam eden Cuntadan bahsedilmektedir.

CHP, iktidara alternatif bir muhalefet partisi olamadığı, halka inemediği ve halkın teveccühüne layık olamadığı için, kendisinin çok şikayet ettiği 23 yıllık uzun AK Parti iktidarlarının baş sorumlularındandır. AK Partiden şikayet eden çoğu seçmen alternatifsizlik yüzünden yine AK Parti’ye oy veriyor. Bu nedenle CHP sokaktan, marjinal hareketler ve kesimlerden medet ummak yerine, siyasi parti kimliğine geri dönmelidir.

Mutlu Bilge

09.04.2025/İSTANBUL

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.