Türk Siyasal Yaşamında İttihat ve Terakki’nin Bab-ı Ali Baskını ile başlayan, 27 Mayıs, 12 Eylül ve en son 15 Temmuz İhaneti ile bertaraf ettiğimiz darbe geleneği Altılı Masa tarafından diriltilmeye çalışılıyor.
AK Parti Hükümetlerinde Dışişleri Bakanı iken Türkiye’yi sorunlu bir dış politikanın içine atan, ardından da AK Parti’den tasfiye olan. Ahmet Davutoğlu yine o parlak zekasını çalıştırıp ortaya bir fikir atmış. İlkokul çocuklarının bile dalga geçeceği bu fikir maalesef Türkiye gümdemini meşgul ediyor.
Güya bu Altılı Mada seçimleri kazanıyor, kazandıktan sonra seçilen Cumhurbaşkanı, bu Altılı Masa üyelerinin ortak imzası, kararı olmadan karar alamıyor. Bu altı kafadar sözde ülkeyi güçlendirilmiş parlamenter sistem denilen bir sisteme geçişe hazırlıyorlar.
12 Eylül Darbesi’nin ardından Kenan Evren’in yanında önce Milli Güvenlik Konseyi ardından da Cumhurnaşkanlığı Konseyi olarak görev yapan darbeci askerlere özenen altı kafadar, belli ki bilinçaltlarında saklı kalan ve FETÖ’nün beceremediği darbeyi sivil olarak yapmaya çalışıyorlar.
Neresinden bakarsanız bakın alçak bir darbenin sivil ayağı olan bu düşünce, Türk halkının iradesine ipotek koyan, parlamentoyu, seçilmiş kurumları devre dışı bırakan, bunun yerine seçimlerce yüzde sıfır ile bir arasında bir oy oranları bulunan Davutoğlu, Babacan ve Temel Dede’ye değer kazandıran, yüzde ellinin üzerinde oy alan seçilmiş Cumhurbaşkanın üzerine çıkaran bir düşüncedir.
Böyle bir şeyi düşünmek, bu düşünceyi müzakere edip tartışmak sadece hasta ruhların işidir. Bu hasta ruhlar, artık askeri darbelerden ümidi kesmişlrr, demokrasiyi araç olarak kullanarak sivil bir darbeyi gerçekleştirmenin peşindeler. Yoksa aklı başında siyaset bilimi okumuş biri böyle saçma bir düşünce ortaya atar mı?
Mutlu Bilge
10.01.2023 / İSTANBUL