Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın Ağustos Ayı Meclis toplantısında sergilediği tavır karşısında, AK Partili Belediye Meclis Üyeleri’nin ezik halleri, eminim AK Parti’ye gönül vermiş samimi partililerin yüreklerini sızlatmıştır. İçlerinden “bugünleri de mi görecektik ey Reis” diye gözyaşı dökenler bile olmuştur.
2019 seçimlerinin ardından bir türlü toparlanamayan, düzenli ordu savaşını küçük gruplar halinde gerilla savaşına dönüştüren AK Parti Bolu Teşkilatı, Tanju Özcan’ın son günlerde bütün cephelerde başlattığı taarruz karşısında adeta dağılmış durumdalar. Tanju Özcan bir taraftan AK Partili Belediyelerin bulunduğu alanlara diğer yandan da İl Özel İdaresi’nin bulunduğu alanlara el atarak zayıflayan iktidarın bıraktığı boşlukları CHP’li Bolu Belediyesi dolduruyor mesajını vermektedir. Bu durum, el attığı yerlerdeki halkı memnun ederken AK Partili siyasileri köşeye sıkışmışlık duygusu içerisinde öfkelendirmektedir
Belediye Meclis toplantısında Dörtdivan Yağbaşlar Köyü Muhtarlığı ile bazı hizmetlerin verilmesi için protokol imzalanması önergesine AK Partili üyelerin çekimser oyu vermesi bu durumun açık bir göstergesidir. Sayıca azınlıkta oldukları bir mecliste, kendileri ne yönde oy kullanırlarsa kullansınlar kararın onaylanacağı açıkça ortadayken çekimser oy kullanarak halkın tepkisini çekebilecek kadar bir sefil siyasetçi profili olabilir mi? Usta bir siyasetçi olan Tanju Özcan’a ikinci bir hamle ile “ne istiyorsunuz bu Dörtdivan’dan ya?” sorusunu sorduracak kadar ezik bir siyasetçi profili olabilir mi?
Başkan Tanju Özcan’ın “ne istiyorsunuz bu Dörtdivan’dan ya?” sorusunun cevabı, hiçbir şey istemiyorlardır. Yani Dörtdivan’a bir şey yapılmasın köye dönüşsün istiyorlar. Daha önce Orman İşletme Müdürlüğü’nü ve PTT Müdürlüğü’nü aldıkları gibi diğer müdürlükleri de almak, okulları kapatmak ve Dörtdivan’ı Gerede’ye bağlamak istiyorlar. Yolsa çekimser oy kullanmak akıl işi mi?
Dörtdivan köylerinin CHP’li Belediye’den talepte bulunması, istedikleri bazı şeyleri almaları, Dörtdivan’da iktidarın siyasi hegemonyasının kırıldığını, muhtarların pragmatist siyasete yöneldiklerini göstermektedir. Bundan çok değil beş yıl önce bu pek hayal edilebilir bir şey değildi.
Bu durum bize şunu göstermektedir; hiç kimse bulunmaz Hint kumaşı değildir. Sen bir boşluk bırakırsan birileri gelir bu boşluğu doldurur. Erdoğan’ın gölgesinde “ceketimi koysam kazanır” anlayışıyla siyaset yapan, halktan uzaklaşan ve beklentilere cevap veremeyen siyasilerin bıraktığı boşluğu Tanju Özcan ustaca doldurmaktadır.
Bazıları bu durumu yalanlamak için “yok öyle bir şey bunlar medya algısı” diyerek suçu medyaya yüklerler. O zaman adama şöyle derler; “madem öyle sen neden medya algısı yapamıyorsun?”
Mutlu Bilge
05.08.2021 / BOLU