26 yıl önce 28 Şubat 1997’de gerçekleştirilen Postmodern Darbe’nin ardından Refah Partisi kapatıldığında asker korkusundan pılısını pırtısını topyalan ortalıktan kaybolmuştu. Yerine kurulan Fazilet Partisi’nin Dörtdivan İlçe Başkanlığı için yeni bir yüz arandığında, o dönem yeni emekli olan babama teklif getirilmiş ve yaptığımız istişarenin ardından babam İlçe Başkanı olmuştu.

Demokrasinin ve hukukun yerlerde süründüğü, azgın ve kudurmuş bir güruhun sözde laiklik elden gidiyor diye ortalığı kasıp kavurduğu bu dönemde, korkmadan ve yılmadan birilerinin demokrasi mücadelesi vermesi gerekiyordu. O dönemde 28 Şubat’ın ardından çıkan Sözleşme Dergisi’ne abone olmuştum. Bir yıl boyunca yayınlanan dergide demokrasi konusu, çeşitli yazılarda enine boyuna ele alınmıştı.

Sözleşme Dergisi’nde aklımda kalan ve bugün hala en temel ilke olarak kabul ettiğim bir başlıkla karşılaşmıştım; “Demokrasi Mücadelesi Fazilet Mücadelesidir. Faziletsiz Demokrasi Olmaz.” O günden bugüne köprünün altından çok sular aktı. Hükümetler değişti, E-muhtıralar, FETÖ İhanetleri derken hayatımızda değişmeyen tek şeyin demokrasi mücadelesi olduğunu gördüm.

Halide Edip Adıvar’ın, “Geçmişin hep bugünü anlayan bir yanı varmış.” sözündeki gibi, biz demokrasi mücadelesinde bugün yaşananları anlamlandırabilmek için referansımızı hep geçmişten alıyoruz. Referans aldığımız bu geçmişi bir an unutursak, bugün sergilenen tiyatrolara, atılan iftira ve söylenen yalanlara inanır, ülkemizin yarınlarını karartacak yanlış tercihlerde bulunuruz.

27 Mayıs Darbesi’nin ardından Merhum Adnan Menderes’e atılan iftiraları ve isnat edilen düzmece suçları hatırlayın; Hani nerede kıyma makinesine atılan gençlerim cesetleri, hani kaçmak üzereyken yakalanan bavullar dolusu altınlar? 28 Şubat Post Modern Darbesi’ne giden süreçte düzmece olduğu sonradan ortaya çıkan, asıl maksadı müslümanları ve İslamı aşağılamak olan Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin vakalarını unutmayın. 

Bugün geldiğimiz noktada aktörler ve araçlar farklı olsa da, kullanılan yöntem yine aynı. İftiralar, ortaya atılan ve sürekli tekrarlanarak gerçeklik algısı oluşturulmaya çalışılan yalanlar ve dışarıdan destek arayışları, aferim beklemeler, yaranma çabaları.

Bütün bu sayılanlar Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde hep karşılaşılan ve belki de bundan sonraki on yıllarda da karşılaşılacak olgulardır. Demokrasi mücadelesi bir bayrak yarışıdır. Bizden öncekiler bulundukları pozisyonlarda, gerek siyasi partilerde ve gerekse medyada bu mücadeleyi olgunluk içerisinde vermişler ve bayrağı bize teslim etmişlerdir.

Bizde demokrasi mücadelesini aynı kararlılıkla ve fazilet içerisinde vermeye devam edeceğiz. Bildiğimiz doğruları yazmaya, siyasi görüşü, dini ve inancı ne olursa olsun haklının yanında olmak için çabalayacağız. Gerçek demokrasinin yolu bu erdemlere sahip olmaktan geçer. 

28 Şubat’ın yıl dönümünde Merhum Necmettin Erbakan’ı saygı ve rahmetle anıyorum. 

Mutlu Bilge

28.02.2023 / İSTANBUL

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner1