AK Parti’nin 20 yıllık iktidarının son döneminde ekonomideki gerileme kadar siyasal iletişiminde de belirgin bir düşüş gözlemliyoruz. Önceden daha yaratıcı, ilgi çekici ve anlamlı mesajlar ve etkinlikler göze çarparken şimdilerde bunlardan epey bir uzaklar. 

Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri öncesinde milletvekillerini ve parti ileri gelenlerini sahaya süren AK Parti, bu hamlesine “Şehir Buluşmaları” adını vermiş. Adı Şehir Buluşmaları olunca aklımıza neden şehir?, neden köy ya da kasaba buluşmaları değil soruları geliyor.

Şehirler nispeten kolay ulaşılabilir yerleşim yerleridir. Buna karşılık köy ve kasabalar daha dezavantajlı kesimleri içinde barındırırlar. Toplumun seçimden seçime verdiği oy ile konuşabilen yani iki seçim arasında genelde sessiz kalan, tarlasına ekeceği tohumun ve gübrenin, traktörüne alacağı mazotun fiyatındaki artışları sineye çeken, sineye çekmekten başka çaresi olmayan kesimleri, köylerde kendilerine yardım eli uzatacak Hızır’ı  bekleyip dururlar.

AK Parti belki de kendi oluşturduğu ve yükselttiği yeni burjuva sınıfının etkisinden olsa gerek “Şehir Buluşmaları” adını kullanıyor. Aynı anda bir ilin merkezine ve ilçelerine bakan, milletvekili veya üst düzey parti görevlisi göndererek çıkarma yaptı görüntüsü vermeye çalışıyor. Ama bu buluşmalardaki artık alışılagelmiş, sıradanın da sıradanı faaliyetler tekrarlandıkça, gelecek seçimler için ve içinde bulunduğumuz ekonomik krizden çıkışa yönelik ümit besleyemiyoruz.

Bolu’nun bütün sorunları aşılmış, döviz kurları gerilemiş, enflasyon tek haneli rakamlara düşmüş gibi, gele gele Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu geliyor. İsteyin nw siterseniz artık. Olimpik yüzme havuzumuz bizi 2023’’e karnı tok bir şekilde taşır.

Bu seçimler nelere kadir. Milletvekillerinin bir ara neredeyse unuttuğu Dörtdivan’a bile Çiğdem Erdoğan Atabey’i göndermişler. Ama Dörtdivan’ın köye döndüğünü unutmuş olmalılar ki Şehir Buluşmasına dahil etmişler. Bir iki esnaf ziyareti, Belediye merdivenlerinde toplu fotoğraf, Dörtdivan 2023’e hazır.

Türk seçmeni son yılların en büyük ikilemi ile karşı karşıya; bir tarafta 20 yıldan beri ülkeyi yöneten ve artık üzerine atalet binmiş bir iktidar, diğer tarafta ise ülkeyi yönetmeye hazır olmayan, bunu bir türlü kabüllenmeyip sürekli topu taca atan bir muhalefet var. Böyle bir ikilemde seçmenin ruh sağlığının bozulması işten bile değil.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner1