Mustafa Kemal Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler ve müritler memleketi olamaz.” dediğinde kendi çağını aşan bir uzak görüşlülükle günümüzde başımıza gelen musibetlerin sebebini haber vermiş ve tedbir alınmasının gerekliliğini ortaya koymuştur. 

Ancak Atatürk’ün vefatından günümüze kadar gelen süreçte siyasiler, sözde şeyler ve dervişlerle iş tutmuşlar, onlar üzerinden kitleleri kendi çıkarlarına kullanabilmişlerdir. FETÖ İhaneti de böyle bir sürecin sonunda gerçekleşmiştir. Liyakata önem vermeyip siyasi ikballer uğruna cemaatin adamı denilerek devletin çeşitli kademelerine sızmalarına göz yumulmasının sonucu çok ağır oldu ve başımıza 15 Temmuz İhaneti geldi.

15 Temmuz’un ardından ders almamız, bir yandan FETÖ ile mücadele etmemiz diğer yandan da liyakat sistemini geri getirmemiz gerekirken, ders almadığımızı, FETÖ ile mücadelemizin yavan olduğunu ve liyakat denilen şeyin yanından bile geçmediğimizin örneklerini gördük. Bunun en bariz örneği son KPSS skandalı ile ortaya çıktı. 

KPSS’de sorulan soruların, daha önce FETÖ ile bağı olan bir dersane sahibinin dersanesindeki deneme sınavı ile aynı olması, geçmişte soruların çalındığı ortaya çıkmışken 15 Temmuz’dan sonra ÖSYM’de gereken FETÖ temizliğinin yapılmaması, 15 kişi ile geçiştirilmesi bugünkü KPSS skandalının temel sebeplerinden biridir.

Koskoca Türkiye bir sınavı dahi yapamayacak kadar gülünç hale geldi. Sınav deyip geçmeyin; bu ülkenin çocukları beşinci sınıftan üniversiteye kadar sürekli maruz kaldığı sınav maratonunun ne kadar stresli ne kadar ömürden çaldığını bilirler. Bütün bunlara ailelerin fedakarlıklarını, varını yoğunu ortaya koymalarını da eklersek sınavların hem maddi hem de manevi külfeti çok ağırdır. 

Bir de gününde olma meselesi var ya, işte bu hepsinden daha önemlidir. Çalışırsın didinirsin, motive olur sınava girersin, o gün günündesindir sınavı kazanırsın. KPSS sınavını iptal etmek vaziyeti kurtarır mı? Heyhat! Gariban çalışmış didinmiş, motive olmuş, hiçbir şeyden habersiz sınava girmiş, iyi de bir netice beklerken, sınav iptal oluyor ve başka bir tarihte yeniden yapılacak deniliyor. Elbette sınavı tekrarlamak dışında bu işin başka bir yolu yok. Ama sınava giren gariban, tekrar o stresi çekecek ve bakalım o gün gününde olacak mı? Belki o gün hasta haliyle sınava girecek ve ilk sınavdaki performansı göstermeyecek. Böyle bir durumu kim telafi edecek ve bunun kul hakkını ve vebalini kim ödeyecek?

Bu kul hakkını ya da vebalini kim öder bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki bu kul hakkı ve vebal, din istismarcılarının, liyakata bakmayıp falanca cemaatin adamı denilenleri devletin çeşitli kademelerine alanların üzerindedir. Bugün hala liyakata önem verilmeden, falanca okul mezunu ya da cemaat mensubu diyerek kerameti kendinden menkul kişileri devlet kademelerine yerleştirmeye devam edenler bu vebalden kurtulamazlar.

Mutlu Bilge
09.08.2022 / BOLU

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner1