AK Parti'nin son yapılan genel ve yerel seçimlerdeki gerileyişi karşısında kamuoyu teşkilatlarda topyekun bir değişme ve bir yenileme beklerken, AK Parti kuruluşunun 23. yılında ikisi milletvekili diğerleri belediye başkanları olmak üzere 13 ismi transfer etti.
Bu transferler Türk Siyasetinin geldiği nokta açısından oldukça düşündürücü. Özellikle Siyasi tarihinde Güneş Motel olayı gibi kara bir leke taşıyan Türkiye'de bu gibi parti değiştirmeler hep şüphe ile karşılanmıştır. Akıllara, neden, ne karşılığı ve neden şimdi gibi soruları getirmiştir.
Genel Secimlerin üzerinden bir yılı biraz, yerel seçimlerin üzerinden ise dört buçuk ay gibi kısa bir zaman geçmişken, parti değiştirecek ne yaşandı? Parti değiştirenler, seçim kampanyaları boyunca kendilerine oy veren seçmenlerden şu anda geçtikleri AK Parti'yi eleştirerek oy almadılar mı? "Bunlar yapamadı, beceremedi" demediler mi?
Parti değiştirenlere oy veren seçmenler, AK Parti'nin icraatlarını ve politikalarını beğenmedikleri için karşısındaki adaylara oy vererek seçmediler mi? Bugün bu adaylar parti değiştirerek kendilerine oy veren seçmenlerin iradesine ihanet etmiş olmuyorlar mı? Şöyle soralım; bu parti değiştirenler seçimlerde AK Parti'den aday olsalardı yine seçilebilirler miydi?
Gelelim meselenin AK Parti boyutuna. İki milletvekili haricinde katılanların hepsi ilçe belediye başkanları. Bu katılımlar son seçimlerde gerileyen AK Parti'ye nasıl bir katkı sağlar? AK Parti'nin hangi eksiğini tamamlar, hangi yanlışını düzeltir? Kaybedilmiş il ve büyükşehir belediyeleri dururken seçmen AK Parti yeniden toparlanıyor, güçleniyor algısına kapılır mı?
Algı demişken bu katılımlar tam da 23. yılında AK Parti'nin bir algı çalışması. 23. yıl kutlamalarını yeni katılımlarla gerçekleştirerek bir yandan parti tabanına moral aşılamak diğer yandan da kamuoyuna ülkenin umudu hala biziz, bize katılıyorlar mesajı vermek istiyorlar. Bu komik duruma biz de gülmekten katılıyoruz.
Hastaya yanlış teşhis koyarsan uyguladığın tedavi de yanlış olur ve hasta ölür. Ya da toparlanmak için yanlış sorular sorarsan bulduğun doğru cevaplar da yanlış olur ve yok olur gidersin. Doğru soru şu olmalı; neden geriliyoruz, bu millet neden bizim adaylarımıza oy vermedi?
Bu soruların cevabı çok basit. Defalarca yazıldı, çizildi, saha da gezen esnaf ziyareti yapan AK Partililere söylendi. Ama bunlar gözlerini kapadılar, kulaklarını tıkadılar. Pollyannacılık oynadılar. Hani Kibar Feyzo filmindeki şu ünlü replikteki gibi, Recep Tayyip Erdoğan, "Kullarımın halı nasıldır" dedikçe sahadan sahte rapor hazırlayanlar "Eyidir, Eyidir" cevabını verdiler. Ancak öküzünü, evini, arabasını kaybedenler, çocuğunu torpilli partililer yüzünden ise yerleştiremeyenler, bir taraf yatarken para kazanırken, calıştığı halde emeğinin karşılğını alamayanlar, beş yerden maaş alanlara karşı tek bir yerden dahi maaş alamayanlar iyi olmadıklarını seçimlerde verdikleri oylarla söylemiş oldular.
Durum böyle olunca yapılması gereken, başka partilerden transfer yapmak mı yoksa Parti'nin her tarafını sarmış kanserli organları kesip atmak mı? Millet AK Parti'ye değiş derken transfer yap demedi. Teşkilatlardaki ranta bulaşmış, davasından uzaklaşmış akbabalardan kurtul demişti. Genel Merkez'deki menfaat çetelerini ve onların taşradaki uzantılarını dağıt demişti.
Mutlu Bilge
15.08.2024 / BOLU