Türkiye'de siyasetin en temel sorunlarından biri, adaylar seçim kampanyası sürecinde milletin hizmetkârı olmayı vaadederler, seçimlerden sonra ise tam tersi bir şekilde millete efendi olmaya kalkarlar. Bunun devamı ve daha vahim olanı ise milletin bu efendilik durumunu kabul etmesidir.
Şimdi bu nereden çıktı diyecek olursanız, Dörtdivan'da özellikle iktidarı temsil eden siyasetçilerimizin milletvekillerine karşı saygıyı da aşan eziklik derecesine varan tutumlarından çıktı. Yaptığımız haberler ve eleştiri içeren köşe yazılarımızdan en başta bu arkadaşlarımız rahatsız oluyorlar ve Dörtdivan'a zarar verdiğimizi,.vekillerin küsüp vaadettikleri şeyleri yapmayacaklarını söylüyorlar. Bunu da öylesine inanarak söylüyorlar ki, vekiller küsmesin diye ellerinden gelse, Dörtdivan'ın tamamını meydanda sabah içtimasına dizecekler ve vekilleri selamlatacaklar.
Kendi kendilerine şöyle bir düşünüp, bu vekillerin vatandaşa küsme hakkı var mı, şimdiye kadar saygıda kusur edilmedi de elimize ne geçti diye sormuyorlar. AK Parti'nin iktidar olduğu yirmi yıl boyunca Dörtdivan her seçimde oy rekoru kırmasına rağmen, verdiği oy oranıyla kazanımları diğer ilçelere göre orantılı mı? Daha söz verilmesine rağmen elimizden giden PTT Müdürlüğünü bile Dörtdivan'a yeniden alamamışken, yanıbaşımızdaki ilçelere cezaevi, organize sanayiler yapılıp bizde içme suyu çekiliyor diye mutlu olunurken, Dörtdivanlılar hangi saygıyı göstersinler?
Sözüm meclisten dışarı, siyaset yalakalıkla yürümez. Siyasetin kendine özgü bir dili ve bir de etki tepki boyutu vardır. Dil açısından diplomatik bir üslupla karşındakine isteklerini anlatırsın, etki tepki açısından ise bu istekler karşılanmadığı takdirde destek vermeyeceğini söylersin. Karşındaki bu net tavrı bilerek hareket etmek mecburiyetinde kalır ve Dörtdivan'ı çantada keklik olarak göremez. Bizim yerel siyasetcilerimiz ve parti teşkilatlarımız tarafından bu net tavır sergilenmediği, masaya yumruk vurulmadığı için alınan sonuçlar ortada.
Vekil VIP Minibüsle gelir, göstermelik bir toplantı yapar, kendisine bir de ziyafet çektirir gider. Bu Dörtdivan'da yirmi yıldan beri rastlanan bir sahne. Dörtdivan bu sahneye şimdiye kadar seyirci kaldı, sustu da eline ne geçti? Daha elindekileri de kaybetmedi mi? İstenen şey, susturulmuş, sindirilmiş, suskunluk sarmalına bürünmüş bir Dörtdivan mı?
Eğer bu isteniyorsa son yapılan seçimler, Dörtdivan'ın bu isteğe boyun eğmeyeceğini gösterdi. Seçimlerden sonra Dörtdivan'a ugramayanlar tasfiye edildi. Üç milletvekili çikarmanın kibiriyle millete efendilik taslayanlar Bolu'da önce ikiye sonra bire düştüler. Bu gidişle sıfır çekmeleri işten bile değildir.
Dörtdivan'daki AK Partili dostlarımız, milleti susturmak, vekilleri mutlu etmeye çabalamak yerine, vekillere seçimlerde verdikleri sözleri yerine getirmelerini istesinler. Örneğin Dörtdivan'a Yüksekokul tadilatı için söz verilen 40 milyon lirayı versinler biz de kendilerini takdir edelim. Madem bizim vekiller ağa ya da efendi olmaya pek hevesliler o halde "Ağalık vermekle olur."
Mutlu Bilge
12.09.2023 / BOLU