AK Parti'nin son yapılan seçimde oylarının gerilemesinin nedenleri üzerine çeşitli analizler yapılıyor. Bazıları 20 yıllık iktidar yorgunluğunu, bazıları ekonomik sorunları bazıları da teşkilatlardaki yozlaşmaları temel neden olarak gösteriyor.
Elbette bu gerilemeyi tek bir nedene indirgemek doğru olmaz. Bunların hepsi de bu gerileyişin nedenleri olarak gösterilebilir. Ancak bu nedenlerden biri hepsinden daha öne çıkıyor ve bir tsunami etkisi gibi diğer nedenleri de körüklüyor. Teşkilatlardaki yozlaşma ve liyakatsizlik, ülkeyi yönetecek kadrolar üzerinde belirgin rol oynayınca bütün dengeler bozuluyor. Üstelik liyakat sahibi olmayanlar işler biraz kötüye gittiği zaman ve işin ucu kendi menfaatlerine dokununca düşmandan bile duyamayacağınız zehir zemberek sözlerle isyan bayrağı açıyorlar.
Hani şair; "Mutlu iken herkes yanında olur, adam kavgada belli olur." demiş ya işte bunlar iyi gün dostudurlar. İyi günde yıkama yağlama, kötü günde karalama bunların tipik özelliğidir. Geldikleri yeri hiç akıllarına getirmezler, neydim ne oldum demezler. İşler bozulunca bütün kerameti kendilerinde sayarlar ve nutuk atarlar.
AK Parti Bolu Belediye Meclis Üyesi Hacer Çınar'ı bilmeyen yoktur. Show uğruna Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ile girdiği polemikler ve su şişesi fırlatma olayından hatırlarsınız. Bildiğiniz bir trol. Hem öyle böyle değil. Bu özelliğinden dolayı olsa gerek, başka bir sebep görünmüyor, hastanede temizlik görevlisi iken sendika il temsilcisi ve belediye meclis üyesi yapıldı. Bu sayede siyaset ve ekonomi ahkam kesmeye başladı.
İşler iyiyken 2016 yılında Dünya Kadinlar Günü'nde düzenlenen bir etkinlikte Cumhurbaşkanı Erdogan'a hitaben "Rabbim, lütfen benim ömrümü ona ver. Ömrüm size annemin ak sütü gibi helal olsun Cumhurbaşkanım." diyecek kadar kendinden geçmişti. Ancak yağmur gibi gelen zamlar kendi cebine uzanınca, ömrünü vermeyi taahhüt ettiği Cumhurbaşkanının hükümetine üç kuruşu çok gördü.
Kendisinin iktidar partisinin bir belediye meclis üyesi olduğunu unutmuş, sanki elinde bir kağıt çıkmış basının karşısına sabrının tükendiğini söylüyor. Alın terinin görmezden gelinmesine ve onurunun kırılmasına öfkelenmiş. Halbuki alın terini görselerdi onu belediye meclis üyesi yaparlar mıydı diye hiç düşünmüyor, iyi ki görmemişler diye kendisini oraya getirenlere dua etmiyor. AK Parti'nin bizzat kendi ürettiği liyakatsizlik silahı kendisine dönmüş oluyor.
Hem iktidar partisinin belediye meclis üyesi olması hem de iktidara karşı bir pozisyon olan bir sendikada temsilci olması karşısında Hacer Çınar bir rol çatışması yaşıyor. 2016 yılında Cumhurbaşkanının önünde oynamaya başladığı ve bugüne kadar sürdürdüğü tiyatroyu para bozuyor.
Mutlu Bilge
25.07.2023 / BOLU