28. Dönem Milletvekili seçimleri için partilerin adayları açıklandığında, aslında Türkiye’de tabana yayılmış gerçek bir demokrasinin olmadığı, bir kere daha gün yüzüne çıkmış oldu.
Konuya Bolu özelinde bakacak olursak, AK Parti Bolu Milletvekili Adayları kelimenin tam anlamıyla hayal kırıklığı yarattı. Keza CHP Bolu adaylarında da durum farklı değil. Bolu’da AK Parti’ye rekor sayılabilecek bir sayı ile 27 aday adayı başvuru yapmıştı. Bolu’da büyük bir çoğunluk, 21 yıldan beri iktidar olan ve Bolu’da belli kişilerin tekelinde olan AK Parti’de bir değişim bekliyordu. Eskinin yüzü eskimiş, vatandaş nezdinde inandırıcılığı kalmamış aktörlerine karşı bu defa yeni yüzler ve yeni heyecanlar işbaşına gelsin isteniyordu.
AK Parti her zaman olduğu gibi ama sonuçlarına hiçbir zaman uymadığı temayül yoklamasını yine yaptı. Sonuçlar açıklanıncaya kadar herkes adeta altılı ganyan oynar gibi aday tahminlerinde bulundu. Ancak sonuçlar açıklandığında herkesin kuponu yattı, sürpriz atlar yarışı kazandı.
AK Parti adeta iflas etmek üzere olan esnaf lokantası gibi bayat yemekleri ısıtıp tekrar önümüze koydu. Söylentiye göre Nurettin Doğanay temayülde en yüksek oyu aldı. Söylenti doğru değilse bile ortada doğru olan bir şey varsa isimleri açıklanan üç adayın yani, Yüksel Coşkunyürek, Arzu Aydın ve Kazım Konak’ın temayülden çıkan sonuç olmadıklarıdır. Bu üç isim, Genel Merkez’deki kliklerin kendi adamlarını milletin beklentilerini hiçe sayarak aday yapmalarının ürünüdür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli seçimlerinden birine girilirken, 21 yılın yorgunu AK Parti’nin değişim yerine gerileme anlamına gelen tercihte bulunması tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır. Şimdi bir seçmen olarak AK Parti’ye soruyorum, daha önce milletvekilliği yaptığınız, ardından yerine başkalarını milletvekili yaparak Ankara’da danışman sıfatı ekleyerek kolladığınız Yüksel Coşkunyürek, hangi özelliği ile, hangi değişimin müjdecisi olarak Bolu halkına aday olarak dayatılıyor. Keza Arzu Aydın hangi başarısı ile seçmenden bir kere daha vekalet istiyor. Kazım Konak’a bir şey söylemeye gerek yok. O daha ilk şansını kullanıyor ancak şu manzarada ona da vekillik sıfatına kavuşamayacak gibi görünüyor. Hatta AK Parti Genel Merkezinin tasfiye etmediği Arzu Aydın’ı da seçmen tarihin tozlu sayfalarına gönderecek gibi görünüyor.
Seçmen iradesinin siyasi parti sistemi içerisinde yok edildiği böyle bir sistemde halkın kendi temsilcilerini seçme hakları ellerinden alınmış oluyor. Sonuç temsil kabiliyeti olmayan temsilcilerin seçilmesi şeklinde vuku buluyor.
Bu durum demokrasinin okullarından biri olan siyasi parti teşkilatlarında canla başla çalışan ancak sıra yükselmeye gelince önlerine set çekilen partililerin enerjisini söndürüyor. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu Türk Siyasetini liderler sultasından kurtarmaktır. Bunun yolu da adayların belirlenmesi için ön seçim yapmanın zorunlu olmasından geçiyor. Her parti teşkilatları, kimi aday görmek istiyorsa ona oy vererek adayını belirlemelidir.
Başkentte oturan hangi lider, o yöre halkının hissiyatını bilebilir. Kibar Feyzı filminde Şener Şen ve İlyas Salman arasındaki replikte olduğu gibi, Genel Başkan Ankara’ya giden İl Başkanlarına “Boluluların hali nedir” diye soruyor, İl Başkanları da”Eyidir eyidir.” diye cevap veriyor.
Böylece halkın kendi teşkilatları hakkındaki şikayetlerden Genel Başkanın haberi olmuyor. Sonuç temsil kabiliyeti olmayan temsilciler şeklinde cereyan ediyor. Biz de temsil edilmediğimiz temsili demokraside oy kullanarak bize dayatılanı seçmiş oluyoruz.
Mutlu Bilge
11.04.2023/İSTANBUL