Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan basına yansıyan bir konuşmasında aynen şu ifadeleri kullanmış; “"Ben espri yapınca disipline gidiyorum. Espri zeki insan işidir. Mansur Bey hiç konuşmadan Türkiye'de prim yapıyor. Türkiye'de yükseliyor. Şapkasını koysa cumhurbaşkanı seçilecek. Demek ki hiç konuşmamak gerekiyor."

Son günlerde konuşmalarıyla gündemi sarsan ve tepkilerin odağı haline gelen Tanju Özcan’ın sözleri, siyasetçiler için konuşmanın ve konuşmamanın ya da ne zaman konuşulacağının ve ne zaman susulacağının ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından dikkate değerdir. Söz, namludan çıkan kurşun gibidir, bir kere çıktığı zaman artık dönüşü yoktur. 

Şevket Süreyya Aydemir “Menderes’in Dramı” adlı kitabında şöyle diyor; “Sosyal davalarda ve siyasi meselelerde kullanılan yanlış terimler, sağlık alanında yapılan yanlış teşhisler gibidir. Yanlış teşhis insan sağlığında nasıl yanlış tedaviye yol açarsa, kullanılan yanlış terimler de insanı yanlış ifadelere ve davranışlara sürükler.” Türk Siyasi yaşamında bunun pek çok örneği vardır. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı gündeme getiren ve tepki almasını sağlayan sözler de Şevket Süreyya Aydemir’i haklı çıkarmaktadır.

Konuşmadan kaynaklı risklerden kaçınmak için konuşmamak çözüm değildir. Neticede siyasilerin ikna ve retorik kabiliyetine sahip olmaları gerekir. Yerinde yapılan konuşmalar siyasetçilerin en önemli silahıdır. Tanju Özcan’ın Mansur yavaş için söylediği “Hiç konuşmadan prim yapıyor, şapkasını koysa Cumhurbaşkanı seçilecek.” sözleri de ister espiri olarak isterse de ciddi söylenmiş olsun, yine düşünülmeden söylenmiş sözlerdir.

Konuşmamak meziyet değildir. Bizde bir söz vardır; “Hiçbir şey bilmiyorsan sus da seni adam sansınlar.” Pekala birileri de çıkıp Mansur Yavaş’ın konuşmamasını bu şekilde değerlendirebilir. Susarak prim yaptığının ölçüsü nedir, neye göre böyle bir yargıya varılmıştır, somut delileri nedir diye sorulduğunda bunları ispatlayabilmek gerekir. Görünen manzarada Ankara’da heyecanlandıran, gözle görünen bir değişim görünmüyor. O halde Mansur Yavaş’ın susması seçmen gözünde, seçilirken sahip olduğu imajını korumaya yönelik bir stratejiden ibarettir. Konuşursa büyünün bozulacağından korkuyor olabilir.

Böyle birinin şapkasını koysa kazanacağını iddia etmek, seçmene hakaret olur. Türk Siyasal Yaşamının son 20 yılına damga vurmuş, önemli değişim ve dönüşümlere imza atmış, rakiplerini her seçimde nakavt etmiş, altı benzemezi bir masanın etrafında döndürüp duran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a büyük bir haksızlık olur. 

Yiğidi öldür ama hakkını yeme. Hayatı tabandan başlayarak siyasi hareketlerin içerisinde geçen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilerek İstanbul’u adam eden, 28 Şubatçı azgınların gazabına uğrayan, buna rağmen 2002’den itibaren Türkiye’ye umut olmuş ve hala seçmenin karşısında alternatif bulamadığı Recep Tayyip Erdoğan ile, Beypazarı Belediye Başkanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmesinden başka meziyeti olmayan Mansur Yavaş’ı bir tutmak ve şapkasını koysa kazanır demek çok kötü bir espiriden başka bir şey olamaz.

Mutlu Bilge

12.07.2022 / BOLU

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner1