Devşirmelerden milletvekili yapılan, başka illerde soruşturma geçiren liyakatsız bazı bürokratların atama yeri haline gelen, kendi öz evlatlarının ise sürgün edildiği Bolu’nun bu sahipsiz hali nereye kadar devam edecek? Kapalı kapılar ardında bu durumdan şikayet edenler olaylar karşısında kafalarını kuma gömmeye devam ediyorlar. Koskoca şehir adeta suskunluk sarmalına girmiş çıt çıkmıyor.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı’nın yeniden Rektör olarak atanması Bolu’nun boş verilmişliğini, sahipsizliğini bir kere daha gün yüzüne çıkardı. Göreve geldikten sonraki süreçte Üniversite’de idari görevlerdeki Bolulu’ları tasfiye eden, öğretim üyesi kadrolarına adamına göre şartlar belirleyerek nokta atışları yapan, Üniversiteyi zarara uğrattığı Sayıştay raporlarıyla belgelenen, skandallarla dolu bir yönetim sergileyen Mustafa Alişarlı’nın yeniden Rektör olarak atanması, hem Bolu’ya, hem Rahmetli İzzet Baysal’ın gözbebeği Üniversite’ye hem de bilim camiasına ihanettir.
Daha önce geldiği Sinop’ta soruşturma geçiren, kerameti kendinden menkul ve Bolu’ya gelir gelmez ilk işi eşinin şube müdür olmasını sağlayan Çevre ve Şehircilik İl Müdürü örneğinde olduğu gibi Bolu neden sevmediği otların burnunun dibinde bitmesine mahkum ediliyor? Nerede o parlak nutuklar atan anlı şanlı siyasetçilerimiz? Nerede köy köy dolaşan ama Ankara’da sözleri geçmeyen vekillerimiz? Bu duruma hiç mi itirazınız yok?
Bu gidiş iyi bir gidiş değil. İktidar bu liyakatsız atamalarıyla kendi ayağına sıkıyor. Bolu’da seçimleri kaybedişinin en büyük sebeplerinden biri, Alişarlı’nın personel kıyımından dolayı Üniversite ile bağı olanlardan iktidara oy gelmemesidir. Bu durum özellikle vurgulanmasına rağmen hala Alişarlı’nın Rektör olarak atanması kaçınılmaz sonun yakın olduğunu göstermektedir.
Bu şekildeki liyakatsız atamalar, sadece Bolu’da değil Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ciddi rahatsızlık boyutuna ulaşmıştır. Akıl başa geldiğinde ise çok geç olacaktır.
Mutlu Bilge
07.10.2021 / İSTANBUL