Uluslararası İlişkiler’de devletler, günün koşullarına göre bazen gerilimi sürekli arttıran bazen de gerilimi düşüren, yatıştırıcı politikalar izlerler. Devletlerin kendi aralarındaki güç mücadelesinde geçerli olan bu durum, siyasetçiler arasındaki mücadelelerde de geçerlidir.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, yabancıların katı atık ve su giderlerine on kat zam yapacağını açıklayarak sığınmacı meselesini ülke gündemine taşırken, bu gündeme paralel olarak gerilimli bir siyasi ortam oluşturmuştur. Sığınmacı çıkışıyla halktan bulduğu geniş desteğin de etkisiyle gerilimi bilinçli olarak tırmandırmış, Belediye Meclis Salonu’nda çay atmasıyla doruk noktasına ulaştırmıştır.

Ancak iktisat biliminden bildiğimiz marjinal fayda kavramı, aslında hayatın diğer alanlarında ve siyasette de geçerlidir. Bir malın üretimini arttırdıkça üretilen her malın bir öncekine göre faydası artan bir seyir izler. Ancak belli bir noktaya ulaştıktan sonra, üretilen her malın faydası bir öncekine göre azalarak artar ve bir noktadan sonra sıfıra eşit olur. İşte buna marjinal fayda adı verilir. 

Tanju Özcan’ın gerilimi sürekli arttırması, belli bir noktaya kadar kendisine fayda sağladı. Ancak bir noktadan sonra artık bu fayda azalmaya başladı ve hatta sıfırlandı diyebiliriz. Yani bir yerde durmasını bilmek ve başka stratejiler geliştirmek gerekir. 

Yine siyasetçilerin, söylemlerini seçmenlerine ulaştırmada aracı rolü üstlenen medyayı da iyi kullanabilmeleri gerekir. Medya bazen siyasetçilerin elinde patlamaya hazır saatli bir bomba gibidir. Medyanın büyüleyici cazibesine kapılıp sürekli bir şeyler söylemek bir noktadan sonra medyayı o siyasetçi için zararlı hale getirir. Medya üzerinden konuşurken iyice düşünerek dikkatli konuşmak gerekir. Siyasal iletişim açısından medya üzerinden aktarılan mesajların etkisi daha fazladır. Medya karşısında ulu orta her aklına geleni konuştuğun zaman başına dert açabilirsin. Bir anda zirveden dibe inebilirsin. 

Sen bir hatıranı anlatırsın, komik olduğunu düşünürsün ama herkes aynı düşüncede olmayabilir. Milletin en hassas olduğu konularda espiri yapılmaması gerektiğini fark edersin ve bir siyasetçi için yaşanabilecek en zor durumları yaşarsın.

Şevket Süreyya Aydemir’in dediği gibi, “sosyal davalarda ve siyasi meselelerde kullanılan yanlış terimler, sağlık alanında yapılan yanlış teşhisler gibidir. Yanlış teşhis insan hayatında nasıl yanlış tedaviye yol açarsa, kullanılan yanlış terimler de onu kullananları yanlış davranışlara ve ifadelere sürükler.”

Mutlu Bilge
02.09.2021 / BOLU

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner1