Demokrasilerde asıl olan, çok seslilik ve seçmenlere tercihleri için toplumun farklı kesimlerini temsil eden alternatifler sunabilmektir. Eğer bu iki unsur sağlanamazsa siyasetten soğuma başlar ve seçimlere ilgi azalır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türk Siyasi Yaşamında görülmeye başlanan ittifaklar, seçmenleri birbirine hasmane gözle bakan iki kesime ayırdığı gibi, seçmenleri iki adaydan birini seçmeye zorlayan bir baskı mekanizmasına dönüşmüştür. Her ne kadar Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı arasındaki rekabete ek olarak başka adaylar da çıkmış olsa da, sistemin doğası gereği yarış iki aday üzerine odaklanmıştır.
Her ne kadar ABD Başkanlık Sisteminde de iki aday arasında bir yarış söz konusu olsa da, ABD, Başkanlık Sistemini kendine münhasır koşulların ortaya çıkardığı ve uygulamanın en iyi gerçekleştiği ülkedir. Kaldı ki her partinin adayı eyaletlerdeki ön seçimlerle belirlenir.
31 Mart 2024'te yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde de ittifak konusu yeniden dillendirilmeye başlandı. AK Parti'nin MHP ile CHP'nin de İYİ Parti ve diğer partilerle ortak aday çıkarma arayışı gündemde tartışılan konular arasında.
Konuya Bolu özelinden bakacak olursak, ittifak arayışı, seçmenin demokratik tercihlerini sınırlayıcı ve kendisine dayatılan adayları seçmeye zorlayan bir etki yapacaktır. Bolu'da AK Parti'nin yüksek profilli aday çıkarmakta zorlandığı bir ortamda, yükselişte olan bir MHP'nin sırf ittifak için aday çıkarmayıp AK Parti Adayını desteklemesi akla yatkın bir davranış olarak kabul edilemez. MHP Belediye'ye şimdi talip olmayacaksa ne zaman olacaktır? Bunun yanında AK Parti MHP adayını ittifak çatısı altında destekleyecek olsa bu defa da iktidar partisinin yani Türkiye'nin halihazırda en büyük partisinin iddiasını kaybetmesi anlamına gelir. Normal koşullarda iktidar partisinin her il, ilçe ve beldede aday çıkarması beklenir.
Yine Dörtdivan'da ittifak yapılması, demokrasinin intiharı anlamına gelir. Zaten iki büyük Parti'nin yani AK Parti ve MHP'nin sahada aktif olduğu ve aday adaylarının müracaat ettiği bir ortamda ittifak yapılması, seçimi formalite haline getirir. Buna karşılık bir başka aday çıkarsa demokrasinin onuru en azından kurtulmuş olur.
İttifak yapılması elbette ittifaka katılan partilerin tamamının ittifak adayına oy vereceği anlamına gelmez. Bunun örneklerini geçtiğimiz 2019 Yerel Seçimlerinde ve 2022 Genel Seçimlerinde gördük. 2019 Yerel Seçimlerinde Fatih Metin'in ortak adaylığında Fatih Metin hem bizzat AK Parti seçmeninin hem de MHP seçmeninin tam desteğini alamadı. 2022 Genel Seçimlerinde ise AK Partili adayların ve bazı teşkilat mensuplarının seçmenlere ittifak ortakları MHP'ye verilecek oyların CHP'ye gideceğini bu nedenle MHP yerine AK Parti'ye oy vermelerini telkin ettikleri bilinmektedir.
Bu koşullar altında işlevsiz ve kısıtlayıcı ittifaklar yerine çok adaylı ve rekabete dayalı seçimlerin yapılması memleketin hayrına olacaktır.
Mutlu Bilge
06.12.2023 / İSTANBUL